
Bir nesneye bağlılık, aslında herhangi bir şeye bağlılık… Cemre için henüz çok yeni duygular bunlar. Hatta bağlı olduğunun farkında bile değildir muhtemelen. Ne hissettiğini anlamak isterdim.
Cemre, uyku arkadaşı ve emzik kombini yapmıştı. Akşam olduğunda pijamalarını giyer, emziğini ve uyku arkadaşını eline alarak uykuya hazırlanırdı. Ama artık 18 ayı geçmişti ve emziği bırakma zamanı gelmişti. Araştırmalar 24 aydan sonra emzik kullanımının ağız ve diş yapısını olumsuz etkileyebileceğini söylüyor. Açıkçası, büyüdükçe bu bağlılığın azaldığını görmek istiyordum.
Doktorumuza danıştım. Bu süreci en doğru şekilde nasıl yönetebileceğimizi sordum. Doktorumuzun önerisi ilginçti: “Emzik vedası bir partiyle olsun,” dedi.
Anlatmamızı, büyüdüğünü, artık abla olduğunu ve emziğe ihtiyacı olmadığını söylememizi önerdi. “Emziği bir balona bağlayın, havaya uçsun, Cemre bay bay desin. O an sevinir ama sonra gerçek gelir. Birkaç gün üzülür ama unutur,” dedi. Ardından ekledi: “Bazen sevdiğimiz şeylerden vazgeçmek zorunda kalabiliriz; bebek de olsak.”
O odadan çıktığımda içim burkulmuştu. Bu Cemre’nin ilk ayrılığı olacaktı.

Vedalaşma Başlıyor
O akşam her zamanki gibi pijamalarını giydi, emziğini ve uyku arkadaşını aldı. Yanına uzandım ve hikâyeyi anlatmaya başladım: “Cemre, artık sen büyüdün. Ablalar emzik kullanmaz. Birlikte emziğini bir balona bağlayacağız, balon uçacak, vvvvvvvvvv, biz de ‘Bay baaay emziiik’ diyeceğiz. Emzik artık yok.”
Beni çok dikkatli dinledi. Uyuyana kadar abla, bay baaay, vvvvvvv, yooook diye defalarca tekrar etti. Anlamıştı. Bu hikâye zihninde yer etmişti.
Yaklaşık bir ay boyunca onu hiç zorlamadım. Her fırsatta hikâyeyi tekrar anlattım. Bir akşam, yatağa uzanmışken birden bana döndü ve “abla” dedi. “Evet, sen abla oldun,” dedim. “Hadi emziğini bebek kardeşlere gönderelim,” dedim. Emziğini çıkardı, kenara bıraktı. Şaşkındım. İlk gece uyuyana kadar birkaç kez emziğini aldı, tekrar anlattım, tekrar bıraktı. O gece emziksiz uyudu. Ertesi gün de. Ve sonra… o artık ablaydı. Uyurken bazen emziğini istedi ama “abla olduğunu” söylediğimde kabul etti.
–
–
–
Minicik Bir Kahraman
Bu hikâyenin benim için en duygusal tarafı şuydu: Cemre hâlâ çok küçük, benim gözümde minicik. Ama o gece, abla olduğunu düşünerek büyük bir adım attı. Başardı. Aslında belki de hâlâ bebekti. Ama benim gözümde gerçek bir kahramandı.
Ve bu sürecin onun için üzmeden, zorlamadan, ağlatmadan geçmesi… İşte bu her şeyden daha değerliydi. Cemre’nin mutlu, güçlü ve sevgi dolu bir çocuk olarak büyümesi için elimden gelen her şeyi yapacağım.
1 Yorum